Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasından Türkiye bankacılık sistemine övgü

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Türkiye ve Kafkaslar Yönetici Yöneticisi Elisabetta Falcetti ve EBRD Finansal Kurumlar Yönetici Yöneticisi Francis Malige, bankanın bugün genç girişimcilere yönelik açıklayacağı ve 250 milyon euroya kadar finansman sağlayacağı Genç İş Beşerlerine Finansman Programı’nın tanıtımı öncesinde program ve Türkiye iktisadına ait bilgi verdi.

Yaklaşık yüzde 40’ının gençlerden oluştuğunu ve yaklaşık 2,4 milyon genç girişimcinin ülkede iş yaptığını lisana getiren Francis Malige, bu genç girişimcilerin yaklaşık 1,8 milyonunun bir cins teşebbüs işletmesinde yer aldığını iddia ettiklerini söyledi.

Bu durumun, sırf teşebbüsçü ruhunu değil, tıpkı vakitte genç nüfusun yenilik yapma yeteneğini de yansıttığını tabir eden Falcetti, “Aynı vakitte zorluklar da var. Türkiye’nin genç nüfus ortasında ortalama yüzde 16 olan en yüksek işsizlik oranına sahip ülkelerden biri olduğunu biliyoruz. Fakat gençlerin işsizlik oranı erkeklerde yaklaşık yüzde 11, bayanlarda ise bu oran yüzde 24, büyük bir fark var.” dedi.

“250 MİLYON EUROYA KADAR KAYNAK SAĞLIYORUZ”

Ortak bankalarımıza, 35 yaşından küçük genç teşebbüsçüler tarafından yönetilmekte olan yahut çoğunluğuna sahip oldukları işletmelere dayanak için 250 milyon euroya kadar kaynak sağlıyoruz. Yalnızca ortak bankalarımız aracılığıyla finansman sağlamakla kalmıyoruz, birebir vakitte danışmanlık dayanağı de veriyoruz. Ayrıyeten bankalara kısmi risk teminatı da veriyoruz, böylelikle daha fazla risk almaları ve genç teşebbüsçüler tarafından yönetilen bu küçük işletmeleri yahut yeni kurulan şirketleri finanse etmeleri için teşvikler sağlıyoruz.

DESTEĞİN BİRDEN FAZLA SARSINTI BÖLGESİNE

250 milyon euroluk toplam ölçünün yüzde 70’inden fazlasının, yani yaklaşık 175 milyon euronun zelzeleden etkilenen bölgedeki genç teşebbüsçüler tarafından yönetilen yahut genç teşebbüsçüler tarafından sahip olunan küçük ve orta ölçekli işletmelere sağlanmasını hedeflediklerine vurgu yapan Falcetti, “Bu, bizim için çok değerli olan bir öbür gaye zira bu bölgedeki insan sermayesini korumak ve 2023’teki trajik zelzeleden sonra devam eden ekonomik kalkınmayı desteklemek istiyoruz.” dedi.

“MAKROEKONOMİK SİYASETLERİN SÜRDÜRÜLMESİ KRİTİK”

Türkiye iktisadına ait değerlendirmelerde bulunan Falcetti, Türkiye’nin bankanın faaliyet gösterdiği en büyük ülke olduğunu anımsattı.

Falcetti, “Geçtiğimiz yıl, 2,6 milyar avro ile rekor düzeyde yatırım yaptık. bunun yüzde 90’ından fazlası özel sektöreydi ve yüzde 60’ından fazlası yeşil dönüşüm faaliyetlerini finanse ediyordu. Bu yıl yatırımlara yeterli bir başlangıç yaptık. Yalnızca Türkiye içinde değil, bilhassa Türkiye dışı ve ekonomiyi etkileyen şok sayısı nedeniyle artan belirsizliklere karşın, yatırım açısından bir diğer güçlü yıl geçireceğimize inanıyoruz.” diye konuştu.

Ekonomide Ortodoks siyasete dönüşten mutlu olduklarını ve Türkiye’deki iktisat grubuna güvendiklerini kaydeden Falcetti, bu rotada kalmanın ve enflasyonu düşürmenin öncelikli amaç olmaya devam etmesinin değerli olduğunu vurguladı.

“DIŞ GELİŞMELER BELİRSİZLİK DÜZEYİNİ ARTIRDI”

Falcetti, “Dış gelişmeler de işletmelerin faaliyet gösterdiği belirsizlik düzeyini artırdı. Lakin bence burada iki âlâ haber var. Birincisi, Türkiye’deki işletmelerin çok dirençli olduğunu biliyoruz. Bu, Türk iktisadını etkileyen birinci şok değil. İkincisi, EBRD olarak biz aykırı döngüsel bir bankayız. Hasebiyle kriz vakitlerinde özel kesimin karşılaşabileceği zorlukların üstesinden gelmesi için tam olarak buradayız.” dedi.

Türkiye iktisadının uzun vadeli görünümüne değinen Falcetti, piyasadaki kısa vadeli oynaklığın ötesini görmeleri gerektiğini ve EBRD olarak Türkiye’ye ait uzun vadede optimistlik konusunda kuşku olmadığını belirtti.

Falcetti, “Türkiye, bankanın faaliyet gösterdiği en büyük ülke. Lakin bu çok yüksek yatırım düzeyini sürdürmemizin ön şartlarından biri, istikrarlı ve öngörülebilir bir iş ortamına sahip olmaktır. Hasebiyle rotada kalmak ve makroekonomik siyasetleri sürdürmek değerli. Bunun üstüne, yapısal ıslahatlara güçlü bir halde odaklanıyoruz. Münasebetiyle, Türkiye’nin büyümeye devam edebileceğine inanıyoruz. Türkiye iktisadının bu yıl yüzde 2,8 büyüyeceğini öngörüyoruz.” bilgisini paylaştı.

“TÜRK BANKACILIK BÖLÜMÜ DÜZGÜN DURUMDA”

EBRD Finansal Kurumlar Yönetici Yöneticisi Malige ise Türk bankacılık bölümünün kalitesinin kendisini her vakit etkilediğini belirterek, kesimin geçirdiği dalgalanmalara karşın, son birkaç yıldır uygulanan iktisat siyasetiyle, şu anda daha da yeterli bir durumda olduğunu söyledi.

“TÜRK BANKACILIK DALININ SERMAYE YAPISI SAĞLAM”

Türk bankacılık bölümünün sermaye yapısının sağlam ve geleceğe yönelik artık daha fazla öngörüye sahip olduğunu lisana getiren Malige, “Geçmişte gözlemlediğim şey, bankaların büyük ölçüde kısa vadeli bilanço idaresine odaklanmalarıydı. Müşterilerine daha çok kısa vadeli krediler veriyorlardı. Şu anda görüyorum ki Türk bankaları yine iş dünyasına, girişimcilere odaklanıyor, artık bilançolarındaki likiditeyi değil, ekonomiyi ve gerçek dalı konuşuyorlar. Yani içe dönük, kendilerini yönetmeye odaklı bir yapıdan çıkıp, tekrar iktisada hizmet eden bir yapıya geçtiler ve bunda hakikaten yeterliler. Son bir yılda bankacılık bölümünde yaşanan bu gelişim beni mutlu ediyor ve bu gelişimin yılın ikinci yarısında da devam edeceğinden eminim.” diye konuştu.

Malige, Türkiye’nin enflasyonu düşürmeye çalıştığını ve bunun da daha yüksek faiz manasına geldiğini anımsatarak, siyaset faizinin şu anda enflasyondan yüksek olduğunu kaydetti.

Bu durumun borçlanmayı zorlaştırdığını belirten Malige, “Dolayısıyla birtakım şirketlerin zorluk yaşamasını, birtakım kredilerin bankaların bilançolarında ‘takipteki alacak’ statüsüne geçmesini bekliyoruz. Lakin bankalar buna hazırlıklı. Dün sadece bir günde 7 farklı bankayla görüşme yaptık ve iktisadın bu dönüşümünü ve kimi şirketler için acı verici olsa da gerekli olan bu ahenk sürecini yönetebilecek kapasitede olduklarına inanıyorum. Bu süreç, Türkiye iktisadının uzun vadeli sıhhati ve geleceği için elzem.” dedi.

“BANKACILIK BÖLÜMÜNÜN GÖSTERGELERİ DÜZGÜN DURUMDA”

Malige, Türk bankacılık bölümünde yakından takip ettikleri göstergelerin şu anda pek yeterli durumda olduğunu, sermaye yeterlilik oranı, varlık kalitesi, likidite ve döviz konumunda sorun görülmediğini anlattı.

“EN DEĞERLİ GÖSTERGE YÖNETİŞİM”

Sermaye yeterlilik oranı açısından birtakım bankaların son birkaç yılda büyük güzelleşme kaydettiğini ve kimilerinin güçlü pozisyonlarını koruduğunu lisana getiren Malige, şunları kaydetti:

Bence en kıymetli gösterge yönetişim. Türkiye, EBRD’nin yatırım yaptığı en büyük ülke. Finans kesimi, Türkiye’deki faaliyetlerimizin kıymetli bir kısmını oluşturuyor. Bu inancın nedeni sırf bankaların yeterli yönetişime sahip olması değil, birebir vakitte kesim genelinde bu yönetişimin desteklenmesi. Türkiye’nin geleceğine dair önemli bir iyimserliğe sahibiz. Bugün genç teşebbüsçüler için bir program başlatıyoruz. Bu da iyimserliğimizi destekleyen öbür bir neden. Türkiye, genç girişimcileriyle genç bir ülke ve parlak bir geleceğe sahip.